Antlaşma, Suudilerin gelişmiş silahlara sahip olmasının önünü açıyor ve Riyad’ın güvenliğini askeri açıdan taahhüt ediyor. Ayrıca Suudilerin daha önce yasak olan silahlara erişim sağlamasını, krallıkta Çin teknolojisinin sınırlandırılmasını ve ABD önderliğinde “sivil bir nükleer program” inşasını da içeriyor. Antlaşma kapsamında Suudi Arabistan’ın, eğer iki devletli çözüm kabul edilirse ve ateşkes sağlanıp Filistin devletine giden yol açılırsa İsrail’i tanıyacağı belirtiliyor.
Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan emekli büyükelçi Uluç Özülker, İran ve Yemen ile?aralarındaki gerilim? dolayısıyla Suudi? Arabistan’ın bölge?özelinde kendisini riske açık hissettiğini kaydetti. Suudilerin “ABD’nin himayesine girmeyi’ kabul ettiğini” dile getiren Özülker, “Petrol zengini Suudi Arabistan’ın bulunduğu bölge itibarıyla bir güvenceye ihtiyacı var” dedi. Özülker, “İsrail-Hamas çatışmalarında İran da devreye girdi. Riyad’ın da kendini daha fazla kaygılı hissetmeye başladığı bir ortam doğdu. Suudiler, ABD’nin yanına aldığı ölçüde buradaki güvencesi artacaktır” diye konuştu. Özülker ayrıca “Washington ise İsrail’in Suudi Arabistan tarafından tanınması ve ilişkilerin geliştirilmesi talebinde bulunuyor” yorumunu yaptı.